
Bu yazımızda Türk Ceza mevzuatı ile Trafik mevzuatı kapsamında, “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” suçunun kapsamını detaylı bir şekilde işleyip, vatandaşlar tarafından sıklıkla sorulan soruları cevaplamaya çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz.
TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU NEDİR? (TCK 179)
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenmiştir. Üç kısım halinde düzenlenen TCK madde 179’u detaylı şekilde inceleyecek olursak:
Maddenin birinci fıkrasında; Kara, deniz, hava yahut demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış ya da iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişilere 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verileceği düzenlenmiştir.
Maddenin İkinci fıkrasında ise kara, deniz, hava yahut demiryolu ulaşım araçlarının kişilerin hayat, sağlık ya da mal varlığı açısından tehlike teşkil edebilecek şekilde sevk ve idare edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmış ilaveten bu suçu işleyen kişilere 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verileceği düzenlenmiştir. Bu suça vücut verebilmek için aracın, tehlikeli şekilde sürülüyor olması icap eder. Aracın kullanımı esnasında salt trafik kurallarına aykırılık bu suçun oluşumuna sebep olmaz. Bu suçun oluşabilmesi için hem trafik kurallarına aykırı şekilde araç kullanılmış olmalı hem de ilaveten kişilerin hayatı, sağlığı yahut mal varlığı açısından bir tehlike teşkil edilmelidir. Bu suçun, yapılması zorunlu bakım ve onarımlar eksik halde trafiğe çıkılması ile de işlenmesi mümkündür. Fakat bunun için ayrıyeten gerekli bakım ve onarımı yapılmamış aracın trafiğe çıkarılması suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı ya da mal varlığı açısından bir tehlikeye sebep olunması icap eder. Bu suç için somut bir tehlike olmalıdır.
Üçüncü fıkrada ise alkol yahut uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişinin 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür. Uykusuz ve yorgun şekilde araç kullanmaya devam etmesi durumunda da bu suçun oluştuğu kabul edilir.
“Başta Karayolları Trafik Kanunu olmak üzere birçok kanunda; kara, hava, deniz ve demiryolu araçlarının trafikte kullanılmalarına ilişkin bir takım kurallar öngörülmüştür. Bu kurallar trafik güvenliğini sağlamanın yanında, kişilerin hayat, … ya da mal varlıklarını korumaya yönelik olup, uyulmaması hâlinde trafik güvenliği tehlikeye düşürülebilmektedir. Ancak her kural ihlâlinin mutlaka kişiler bakımından tehlikeye neden olacağını söylemek de mümkün değildir. Bu durumda tehlikeye neden olma hâlinin somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, somut tehlike suçudur. Bu suçun oluşabilmesi için suç tanımında yer alan eylemin gerçekleştirilmesi yeterli olmayıp, tehlikelilik hâlinin gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin mümkün bulunması zorunludur. Bu nedenle her somut olay bakımından tehlikeye neden olma öğesinin varlığı aranmalıdır.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/384 E., 2022/567 K. ve 20.09.2022 T.)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak Para Cezası
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu düzenleyen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179 ve 180 numaralı maddelerinde, hapis cezasına alternatif yaptırım olarak doğrudan bir para cezası öngörülmemiştir. Ancak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kaynaklı olarak, hapis cezası yerine adli para cezasının verilmesi mümkündür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adlî para cezasına çevrilebileceği öngörülmüştür.
Yine TCK’nın 50/4. maddesinde de bilinçli taksir hükümleri hariç olmak üzere; taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının 1 yıldan uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği düzenlenmiştir.
Eğer fail, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kaynaklı olarak; 1 yıl yahut daha kısa süreli hapis cezası almışsa, yahut taksirli bir suçtan mahkumiyete çarptırılmışsa ve kanunda öngörülen diğer şartları da sağlıyorsa, hakkında hükmedilmiş olan kısa süreli hapis cezası, adli para cezasına dönüştürülebilir.
“Yerel mahkemece gösterilen gerekçenin hak, … ve nesafet kuralları ile dosya kapsamıyla uyumlu olup olmadığının Yargıtay denetimine tabi olacağında da şüphe bulunmamaktadır. Yine kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesi kapsamında hâkime TCK’nın 50. maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde hükmolunan hapis cezasının adli para cezası seçenek yaptırımına ya da diğer seçenek tedbirlere çevrilip çevrilmeyeceğini belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Hâkimin, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK’nın 50/1. maddesindeki adli para cezası seçenek yaptırımına ya da seçenek tedbirlerden birisine çevrilmesi ya da çevrilmemesi konusundaki dayandığı gerekçenin dosya içeriğine uygun, kanuni ve yeterli olması gerekir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/302 E., 2021/649 K. ve 16.12.2021 T.)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak Seri Muhakeme
Seri muhakeme usulünü düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3. cümlesinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu düzenleyen TCK 179. maddenin 1. ve 2. fıkralarının seri muhakeme kapsamında olduğu düzenlenmiştir.
Kara, deniz, hava yahut demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişiler ile alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiler hakkında seri muhakeme usulünün uygulanması zorunludur.
Seri muhakeme yöntemi şu şekilde işler: Savcılık kişiye seri muhakemeyi teklif eder. Kişinin işlediği suçun seri muhakemeye tabi olduğunu ve kabul etmesi durumunda ½ ceza indirimi ile ceza yargılamasından kurtulabileceği belirtilir. Eğer fail kabul ederse seri muhakeme kabul tutanağı düzenlenir. Kabul tutanağı savcı ve müdafi tarafından imzalanır. Şüpheli teklifi müdafii huzurunda kabul etmiş ise şüpheli, aynı gün mahkemeye yönlendirilir.
Cumhuriyet savcısı tarafından, şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanması yazılı olarak görevli mahkemeden talep edilir (Talepname). Mahkeme, talepnamenin verildiği gün incelemesini derhal yapar, şüpheliyi müdafi huzurunda seri muhakeme usulü ile ilgili olarak dinler ve usulü sonuçlandırır. Talepnamede eksiklik olması halinde, eksikliklerin tamamlanması amacıyla mahkemece savcılığa iade edilir. Cumhuriyet savcısı tarafından eksiklikler tamamlandıktan ve hatalı noktalar düzeltildikten sonra talep yazısı yeniden düzenlenerek mahkemeye gönderilir.
Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra suçun seri muhakeme usulü kapsamında kaldığı, şüphelinin usulün uygulanmasını özgür iradesiyle müdafii huzurunda kabul ettiği ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varır ise talepnamede belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere hüküm kurar. Aksi kanaatte ise talebi reddederek soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı savcılığa göndermektedir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, seri muhakemeden vazgeçmiş sayılır.
Hüküm; varsa mağdur, suçtan zarar gören veya genel hükümlere göre katılma hakkını hâiz olan kişilere tebliğ edilir. Mahkemece kurulan hükme, genel hükümler çerçevesinde itiraz edilebilir.
Seri muhakeme usulünün herhangi bir sebeple tamamlanamaması yahut soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.
Seri muhakeme usulünün uygulanması neticesinde verilen cezalar, adli sicil ve arşiv kaydında gözükecektir.
“Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/11007 soruşturma sayılı dosyasında yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelinin üzerine atılı suçun Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçunu oluşturduğundan şüphelinin kabulü üzerine seri muhakeme usulü uygulanarak netice olarak şüpheliye Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçundan 1 ay 15 gün hapis cezası verilip, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek Talepname düzenlendiği ve dosyanın Seri Muhakeme Usulüne bakmakla görevli Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, Çanakkale 4.Asliye Ceza Mahkemesi 2020/794 E sayılı dosyasında Seri Muhakeme İnceleme Tutanağında, talepnamede belirtildiği şekilde 1 ay 15 gün hapis ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, ancak mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sanığın TCK 179/2, 50/1-a, 52/1, 2-4 ve CMK 250/4 maddeleri uyarınca neticeten 1.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek, Seri Mukakeme İnceleme Tutanağı ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana geldiğinden kanun yararına bozulmasına” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2023/2967 E., 2024/75 K. ve 10.01.2024 T.)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak Alkol Sınırı
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 6. fıkrası şu şekildedir: “Yapılan tespit sonucunda 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin 3. fıkrası hükümleri uygulanır.” Bu kanun maddesi uyarınca 1.00 promil üstü alkollü olduğu tespit edilen kişiler hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan adli işlem uygulanacaktır.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihatları ve Adli Tıp Kurumu’nun 5. İhtisas Kurulu’nun raporlarında istikrarlı şekilde vurgulanan görüş, 1.00 promil üzerindeki alkol oranının tüm insanlar açısından güvenli bir şekilde araç sevk ve idare etmeyi engelleyeceği yönündedir.
Herhangi bir kazaya karışmasa da yahut somut bir tehlike haline sebep olmasa dahi, yol kontrolünde 1.00 promil üzerinde alkollü olduğu tespit edilen kişiler hakkında KTK 48/6 uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan cezai işlem uygulanacaktır.
“Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun kandaki alkol düzeyinin saatte 0.15 promil azaldığı ve kandaki 1.01 promil ve üzerindeki alkol düzeyinin sürücülerin güveni sürüş yeteneklerini olumsuz etkilediği yönündeki tespitleri karşısında, olaydan 32 dakika sonra yapılan ölçümde 0.86 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın olay anında kanındaki alkol düzeyinin 1.01 promilin altında olduğu ve bu düzeyin sanık sürücünün güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıran oranda olmadığı, ayrınca sanığın, savunmasının aksine yerleşim yeri dışında, görüşe açık düz yolda seyir hâlindeyken ölene çarpıp yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet verebileceğini öngördüğünden ve otomobiline, şoförlük tecrübe ve yeteneklerine, şansına ve yolun boş olacağı ihtimaline güvenerek neticenin gerçekleşmesine sebebiyet verdiğinden de bahsedilemeyeceği, açıklanan sebeplerle objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı harekette bulunmak suretiyle yaya …’nın ölümüne yol açan sanığın, eylemini basit taksirle gerçekleştirdiği ve inceleme konusu olayda bilinçli taksirin uygulanma şartlarının oluşmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2017/705 E., 2021/526 K. ve 04.11.2021 T.)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak Maddesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ikinci kitabı olan özel hükümlerin “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının birinci bölümünde “Genel Tehlike Yaratan” suçlar altında 179. maddede düzenlenmiştir. TCK madde 179 şu şekildedir:
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya mal varlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Kanun Koyucu tarafından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin gerekçesi şu şekilde öngörülmüştür:
“Madde metninde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu tanımlanmıştır.
Birinci fıkrada tanımlanan suç, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hâle getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olunması ile oluşur.
İkinci fıkrada ise, kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare edilmesi, ayn bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, aracın, tehlikeli bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerekir. Aracın sevk ve idaresinin salt trafik düzenine aykınlığı bu suçun oluşumuna neden olmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için, aracın trafik düzenine aykırı olarak ve aynca kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde kullanılması gerekir. Bu suç aynca, trafik güvenliği için öngörülmüş bakım ve onarımlar yapılmadan aracın trafiğe çıkarılması hâlinde de işlenebilir. Ancak bunun için aynca, gerekli bakım ve onarımı yapılmamış aracın trafiğe çıkarılması suretiyle kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı açısından bir tehlikeye neden olunması gerekir. Bu bakımdan söz konusu suç, somut tehlike suçu niteliği taşımaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişinin cezalandırılması öngörülmüştür. Bu bakımdan, örneğin, uzun süre araç kullanmak dolayısıyla yorgun ve uykusuz olan kişilerin araç kullanmaya devam etmesi hâlinde de bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir.”
Alkollü Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak
Alkol yahut uyuşturucu madde alan kişilerin hareketlerinde uyuşukluk, yavaşlık, rehavet ve çeviklik kaybı gibi güvenli şekilde araç sevk ve idare etmesine engel olan sıkıntılı haller görülür. Ancak bu suçun oluşması için yalnızca alkol ya da uyuşturucu alınması yeterli değildir. Bu suçun meydana gelmesi için ayrıca şu iki hususun gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Alınmış olan alkol yahut uyuşturucunun, kişinin güvenli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek duruma getirmesi gerekir. Kişi, güvenli şekilde araç kullanmasına engel teşkil etmeyecek düzeyde alkol almışsa veya güvenli şekilde araç kullanamayacak düzeyde alkol almış ancak bu durumdayken trafiğe çıkmayıp, alkol etkisinin geçmesini bekleyip ardından trafiğe çıkmışsa bu suç oluşmaz.
- Eski uygulamada; alınmış olan alkol yahut uyuşturucu madde madde neticesinde kişilerin hayat, sağlık yahut mal varlığı değerleri açısından somut bir tehlikeye sebebiyet vermiş olma şartı aranıyordu. Fakat 24.05.2013 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/6. maddesinde yapılan değişiklik ile birlikte somut tehlike şartı kaldırıldı. Kişi hiçbir somut tehlike teşkil etmese de 1.00 üstü promilin tespiti halinde trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan sorumlu tutulacaktır.
“Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre,1.00 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda sanığın kaza anında 1.90 promil alkollü olduğunun tespit edildiği dikkat alındığında, sanık hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve sanığın cezasından TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2024/1663 E., 2024/4684 K. ve 25.09.2024 T.)
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak İtiraz Dilekçesi
T.C.
ANKARA (…) AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
–Gönderilmek Üzere-
Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesine
DOSYA NO: 2023/245 E. ve 2024/487 K.
SANIK : Ali B (TC: …)
-ADRES-
VEKİLLERİ : Av. Batuhan Can ZANBAK (Ankara Barosu – 48429)
Av. Aybike Hüma BAŞBUĞ (Ankara Barosu – 48430)
Güzeltepe Mahallesi, Şölen Sokak No: 4/3 Çankaya/Ankara
KARAR TARİHİ : 03.01.2025 (Tebliğ)
KONU : Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/245 E., 2024/487 K. ve 25.12.2024 tarihli kararına karşı itirazlarımızı havidir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil hakkında; Türk Ceza Kanunu’nun 179/3 maddesi kapsamında hüküm kurulmuş, kendisi usul ve yasaya aykırı şekilde 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. İşbu kararın kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;
KTK Md. 48/6 uyarınca; 1.00 üzeri promil üzerinde alkollü şekilde araç sürdüğü tespit edilen sürücüler hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan adli işlem yapılacaktır. Yapılan promil testinde ise müvekkil 1.05 promilli olarak tespit edilmiştir. Ancak trafik çevirmesinde kullanılan promil ölçüm cihazında bir kalibrasyon hatası olduğu oldukça açıktır.
Müvekkil, promil ölçümünden sadece 40 dakika sonra Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde verdiği kan testinde 0.50 promilli olarak tespit edilmiştir. (EK-1) Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunca vücuda alınan etil alkolün kandaki seviyesinin ortalama olarak saatte 0,15 promil azaldığının tıbben bilindiği belirtilmektedir. Kan tahlilinde 0.5 promilli olarak tespit edilen müvekkilin, bilimsel olarak, trafik çevirmesi esnasında EN FAZLA 0.6 promilli olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
“TCK’nın 179/3. maddesinde sözü edilen alkol, alkollü içki yapımında kullanılan alkol türü olan etanoldür (etil alkol). Promil ise, alınan alkolün bin mililitre (1 litre) kandaki oranını gram cinsinden gösteren ölçü birimidir. Alkolün ağırlığı, kanın ise hacmi dikkate alınarak kurulan orantı üzerinden kandaki alkolün promil cinsinden seviyesi belirlenir. Örneğin 0,40 promil, bin mililitre kanda 0,4 gram alkol bulunduğunu gösterir. Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunca vücuda alınan etil alkolün kandaki seviyesinin ortalama olarak saatte 0,15 promil azaldığının tıbben bilindiği belirtilmektedir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/384 E., 2022/567 K. ve 20.09.2022 T.) (EK-2)
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan kan tahlili, Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatları ve Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunca öngörülen standartlar esas alındığında, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılması ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
NETİCE ve TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle; itirazlarımızın kabulü ile Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2023/245 E., 2024/487 K. ve 25.12.2024 tarihli kararının kaldırılmasını arz ve talep ederiz. 05.01.2025
Sanık Müdafii
Av. Batuhan Can ZANBAK
Av. Aybike Hüma BAŞBUĞ
Ekler :
- Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan kan tahlili
- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 2018/384 E., 2022/567 K. ve 20.09.2022 tarihli kararı
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak İstinaf
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 3. cümlesinde; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu düzenleyen, Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının seri muhakeme kapsamında olduğu düzenlenmiştir.
CMK 250/1-a uyarınca; Kara, deniz, hava yahut demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişiler ile alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişiler hakkında seri muhakeme usulü uygulanacaktır.
Seri muhakeme sonucunda verilen kararlara karşı CMK’nın 250/14. maddesinde, itiraz kanun yoluna gidilebileceği öngörülmüştür. Dolayısıyla seri muhakeme sonucunda hükmü veren asliye ceza mahkemesinin kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde hükmü veren mahkemeye dilekçe sunmak suretiyle ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Tüm bu hususlardan dolayı, seri muhakeme uygulanmış olan TCK 179/2 ve 179/3 kaynaklı cezalara karşı istinafa başvurmak mümkün değildir.
Seri muhakeme kapsamında olmayan TCK 179/1 ve TCK 180 uyarınca verilen cezalara karşı istinaf yolu açıktır. Şayet TCK 179/2-3 uyarınca verilecek olan cezaya da herhangi bir sebepten ötürü seri muhakeme uygulanamamış ise bu tarz bir hükme karşı da istinafa başvurulabilecektir.
“İncelenen dosyada; anılan düzenlemenin karar tarihi itibariyle yürürlükte olduğu ve hükümlünün yargılama konusu eyleminin 5271 sayılı Kanun’un 250 inci maddesinin birinci fıkrasına göre seri muhakeme usulüne tabi olduğu anlaşılmıştır. Hükümlü hakkında seri muhakeme usulünün uygulanması için dosyanın Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı Seri Muhakeme Bürosuna gönderilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2023/2084 E., 2024/8497 K. ve 07.11.2024)
Yasal Uyarı: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, avukatlık mevzuatına ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!