Tam Yargı Davası (Maddi ve Manevi Tazminat) – Adım Adım Rehber

Yazar: Av. Batuhan Can ZANBAK ♦ Yayım Tarihi: 25.08.2025

Tam yargı davası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi (İYUK Madde 2/1-b) uyarınca; idari eylem ve işlemden kaynaklı olarak kişisel hakları doğrudan ihlal edilmiş olan kişiler tarafından açılan davalardır. Tam yargı davası, hukuk uygulamamızda devlete karşı açılan tazminat davaları olarak da bilinir. Bu davalar ile idarenin bir işlem yahut eyleminden doğan zararların karşılanması istenmektedir. İdare Mahkemesi Hakimi (Heyeti), davacının gerçekten bir zarara uğrayıp uğramadığını ve eğer gerçekten zarara uğramış ise idarenin bu zarardan sorumlu tutulup tutulmayacağını araştıracak ve elde ettiği sonuca göre hüküm kuracaktır. İdare Mahkemesi tarafından varılan netice ve kurulan hüküm sadece davanın tarafları hakkında bir anlam ifade edecek, üçüncü kişileri olumlu yahut olumsuz anlamda kesinlikle etkilemeyecektir. Tam yargı davasına uygulanma şekli itibariyle tazminat davasına benzetmek olukça mümkündür.

Tam Yargı Davası Nedir?

Tam yargı davası, başta idarenin eylem ve işlemleri olmak üzere genel olarak kamusal faaliyetlerden kaynaklı olarak maddi yahut manevi zarar görmüş olan kimselerin bu zararların karşılanmasını sağlayan bir dava türüdür. Danıştay kararlarında yapılan tanımdan hareketle söyleyecek olursak, genel anlamı ile tam yargı davası, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan bir tazminat davasıdır. Tam yargı davalarında idare mahkemesi hem olayın maddi yönünü hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir. (Danıştay 10.D. 2019/6815 E., 2021/4644 K. ve 7.10.2021 T.) İYUK tarafından yapılan tanıma göre, tam yargı davası, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan dava türüdür (İYUK Md. 2/1-b). Maddede kullanılan muhtel kelimesi geniş bir anlam ifade etmek ile birlikte yargı uygulamasında genellikle doğrudan bir zarar görmüş olanlar şeklinde günümüz Türkçesine çevrilmektedir.

Tam yargı davasında idare mahkemesi, davacının subjektif bir hakkının ihlal edilip edilmediğini araştırmakta, ihlal edildiği sonucuna vardığında ise idareyi onu tamir ve tazmin etmeye mahkum etmektedir. Bu durum itibariyle, idare mahkemesinin bu davada geniş yetkilere sahip olduğu kabul edilmektedir. Tam yargı davasına bakan hakim/heyet, sahip olduğu yetkiler ile birlikte adeta adli yargıdaki tazminat davasına bakan bi hakimin rolüne bürünmektedir. Tam yargı teriminden kasıt da zaten budur; hakimin sahip olduğu oldukça geniş yetkileri ifade etmek amacıyla özellikle bu terim seçilmiştir.

Tam yargı davasının hakimi, iptal davasının hakimi gibi dava konusu işlemin iptali ile yetinmez, aksine uyuşmazlığı maddi ve hukuki bütün boyutlarıyla ele alarak davacıyı azami düzeyde koruyacak bir hüküm kurar. Bu hüküm, idare tarafından yerine getirilmesi zorunlu bir emir niteliğindedir. Tam yargı davasının hakimi, iptal davasının hakiminden farklı olarak, bir işlemi yeniden yapılması için bozmaz. Tam yargı davasının hakiminin çözüme bağladığı bir konuda idarenin yeniden, aynı yahut başka bir karar verebilmesine artık imkan yoktur. Tam yargı davası ile kişilerin idare tarafından ihlal veya ihmal edilmiş bir hakkının tamiri, tazmini, telafisi veya teslimi sağlanır. Bu sebepten ötürü tam yargı davası iptal davasından farklı olarak subjektif bir davadır. İdare mahkemesi, davacının gerçekten bir zarara uğrayıp uğramadığını ve eğer ki uğramış ise idarenin bundan sorumlu tutulup tutulamayacağını araştırmakta ve sonucuna göre bir karar vermektedir. Varılan sonuç ve kurulan hüküm yalnızca davanın tarafları açısından bir hüküm ifade edecek, üçüncü kişileri hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bütün bu nitelikleri birlikte değerlendirdiğimizde, tam yargı davasının kişisel ve subjektif hakların sağlanması ve korunmasına hizmet eden bir dava türü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tam yargı davası rehberi - idareye karşı maddi manevi tazminat

Hangi Durumlarda Tam Yargı Davası Açılır?

Hukukumuzdaki uygulamasını esas aldığımızda, tam yargı davalarının konusunu kamu gücünün yol açtığı bir zararın tazmini talebi teşkil etmektedir. Zarara yol açan kamu gücü ise nadiren yasama ve yargı organın faaliyetleri olsa da genellikle idarenin eylem ve işlemleri olmaktadır. Bu sebepten ötürü bu yazımızda idarenin faaliyetlerinden kaynaklı olarak açılan tam yargı davaları üzerinde duracağız.

  • İdari İşlemden kaynaklanan Zararlar

İdari İşlemler, idari faaliyetleri yürütebilmenin başlıca hukuki unsurunu oluştururlar. Bu sebeple, kişilerin zarar görebileceği faaliyetlerin başında bunlar gelir. Bu durum bazen bir işlemin yapılmasıyla bazen de bunun icra edilmesi yani uygulanması üzerine ortaya çıkar. Örneğin memuriyetten ihraç kararı, tesis edilmekle muhatabına hem maddi hem de manevi zararlar verir. Keza manevi zarar bakımından diğer disiplin cezaları da aynen böyledir. Buna karşılık bazı işlemler ise ancak uygulanmakla muhataplarına zarar verebilirler. Buna örnek olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 39. maddesi uyarınca yıkılacak derecedeki tehlikeli olduğu tespit edilen yapıların durumu örnek verilebilir.

Kural olarak ancak bireysel işlemler maddi yahut manevi zararlar verebilir. Yönetmelik genelge ve tebliğ gibi düzenleyici işlemlerin aynı sonucu doğurması tamamen ihtimal dışı değildir.

Bir işlemin iptal davasının konusu yapılmaya elverişli olmaması, bu işlem nedeniyle uğranılan zararın tam yargı davasına konu yapılmasına engel teşkil etmez. Örneğin görevlendirilmiş soruşturmacının hakkında soruşturma açılan kişiye ilişkin hazırladığı raporda yer verdiği ifadeler kişilik haklarını ihlal eder nitelikte ise bundan dolayı idare manevi tazminat davası açılabilir (Danıştay 10.D. 2015/515 E., 2020/4245 K. ve 27.10.2020 T.)

  • İdari Eylemden Kaynaklanan Zararlar

İdari eylemlerden maksat, bir idari işlemin icrası için yapılan uygulamalar olmayıp, doğrudan doğruya ve yalnızca bir hal, hareket, tutum ve davranış şeklinde meydana gelen, yani bir işleme dayanmadan gerçekleştirilen eylemlerdir. Bunlara saf idari eylem veya yalın idari eylem yahut mutlak idari eylem de denilmektedir.

İdari eylem ilk bakışta yalnızca idarenin icrai fiil ve hareketleri anlamına gelmekte ise de idarenin sorumluluğu bağlamında bundan daha geniş bir anlama gelmektedir. Çünkü idare çoğu zaman yapması gereken bir şeyi yapmamak suretiyle kişilere zarar vermektedir. Eğer bu kavramın yalnızca icrai hareketleri kapsadığı, ihmal ve eylemsizlikleri kapsamadığı kabul edilseydi, idare bu zararlardan sorumlu tutulamayacaktı. Bu nedende idarenin ihmal ve hareketsizlikleri de olumsuz eylem olarak nitelendirilmekte ve idarenin sorumluluğuna esas teşkil edebilmektedir. Söz konusu kavramın idarenin icrai hareketlerine indirgenmesi, idarenin taşınır ve taşınmaz malları ile hayvanları ve her türlü araç ve gereçleriyle verdiği zarardan da sorumlu tutulmaması sonucuna yol açardı. Kabul edilmesi mümkün olmayan bu sonuçlara meydan vermemek adına idari eylem kavramı geniş anlamda anlaşılmakta olup, idarenin yalnızca icrai fiil ve hareketlerini değil aynı zamanda ihmali hareketleri ile taşınır ve taşınmaz mallarını da kapsamaktadır. Özetle, idari işlem ve sözleşme dışında kalıp da idareye ve faaliyetine bağlanabilen her şey idari eylem kavramının kapsamına dahildir. 

  • İdari Sözleşmelerden Kaynaklanan Zararlar

İdari sözleşmelerden dolayı da bir zarar meydana gelebilir. Bu tür zararlar daha çok idarenin bir sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi veya sözleşmede değişiklik yapması nedeniyle meydana gelmektedir. Sözleşmenin karşı tarafı olan kişinin edimini zamanında ve tam olarak ifa etmemesi nedeniyle idarenin de bir zarara uğraması mümkündür. Bu tarz durumların ortaya çıkması halinde, taraflar birbirlerine karşı idari yargıda tam yargı davası açabilirler. 

Bizim güncel idari yargı uygulamamızda, idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklar neredeyse idari hizmet sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara indirgenmiş durumdadırlar.

Davayı Açmadan Önce Kontrol Listesi (Örnek Şablon)

Tam yargı davasının ön koşulları, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinde sayılmıştır. İYUK 14 uyarınca tam yargı davası öncesinde kontrol edilecek hususlar liste şekilde aşağıda sunulmuştur:

  • Davanın açıldığı mahkemenin görevli ve yetkili olması gerekir.
  • İdari merci tecavüzü bulunmaması gerekir. Yani dava açmadan önce idareye başvurma mecburiyeti varsa bu husus yerine getirilmiş olmalıdır.
  • Davacının taraf ve dava ehliyetine sahip olması gerekir.
  • İptal davalarında dava konusu yapılmak istenen idari işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olması gerekir. Tam yargı davalarında ise bu ön şart yoktur.
  • Davada süre ve zamanaşımı bulunmamalıdır.
  • Husumetin doğru tarafa yöneltilmiş olması gerekir. Yani davanın konusuna göre davalı tarafın doğru seçilmiş olması lazım gelir.
  • Dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. ve 5. maddelerine uygun olması gerekir.

Bu şartlar sağlanmadan idari yargı nezdinde bir tam yargı davası açılması mümkün değildir. Açılsa dahi davanın reddi sonucu ile karşılaşılması pek muhtemel olacaktır.

Yetki, Görev, Süre ve Usul

Mahkemenin önüne gelen gelen bir davaya bakabilmesi için o davaya bakmanın kendi görev yetkisi içinde olması, aynı zamanda davanın da yasal süresi içinde açılmış olması gerekir. Dolayısıyla, mahkemenin önüne gelen bir davayla ilgili olarak yapacağı ilk iş, bu hususları incelemek olacaktır.

  • Tam Yargı Davası Görevli Mahkeme

Tam yargı davaları idari yargı düzeninin işine giren bir dava türü olduğundan, tam yargı davalarında görevli mahkeme kural olarak idare mahkemeleridir.

  • Tam yargı Davası Yetkili Mahkeme

İYUK Madde 32 uyarınca; aksi belirtilmediği takdirde tam yargı davalarında yetkili mahkeme kural olarak, dava konusu idari işlemi veya eylemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.

  • Tam Yargı Davası Süre

Özel olarak kanunda belirtilmediği sürece tam yargı davasını açma süresi, idari işlem ve eylemden kaynaklanan zarara sebep olan işlemin yazılı bildirim tarihinden başlayarak 60 gündür.

Örnek Tam Yargı Dava Dilekçesi (Kopyala/Yapıştır Metin)

….. NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DAVACI   : [Adı Soyadı] (T.C. Kimlik No: [……..]) 

           Adres: [Açık adres]

VEKİLİ   : [Varsa Avukatın Adı, Adresi, Baro ve Sicil No] (varsa)

DAVALI   : [Davalı idarenin tam ünvanı ve adresi]

DAVA DEĞERİ: [TL olarak yazınız]

KONU     : Tam yargı davası ile maddi ve manevi tazminat talebimizi havidir.

AÇIKLAMALAR :

  1. Davacı … tarihinde … adresinde ikamet etmekte olup olayın özeti aşağıda yer almaktadır.
  2. [Olayın kronolojik özeti: tarihleri, idari işlem/eylem/ihmalin ne olduğu, tarafınıza nasıl zarar verdiği – örn. “15.02.2024 tarihinde davalı idare tarafından gerçekleştirilen … işlemi/eylemi sonucu davacı … TL maddi zarar ve manevi zarar uğramıştır.”]. 
  3. [İdareye yapılan başvuru/şikâyet/itiraz bilgileri: tarih, usul, varsa dosya numarası ve idarenin cevabı]. (Varsa belirtiniz.)
  4. [Zararın teşhisi ve miktar hesabına dair açıklama; varsa faturalar, mali belgeler, gelir kaybı hesapları vb. kısaca özetlenir.]
  5. İdarenin eylem ve/veya işleminden kaynaklanan hukuka aykırılık ve zarar arasında nedensellik (illiyet) bağı bulunmaktadır. (Detaylı dayanaklar ve deliller aşağıda sunulmuştur.)

HUKUKİ SEBEPLER : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuat ile yerleşik Danıştay içtihatları.

DELİLLER :

  1. [Tarih ve belge açıklamasıyla beraber ekli yazışma/tebligat vs.]
  2. [Fatura / gider belgeleri – tarih ve tutar belirtilmiş]
  3. [Tanık listesi ve beyanları (isim, adres, kısa açıklama)]
  4. [Bilirkişi raporu (varsa) / bilirkişi istemi gerekçesi]
  5. [Varsa diğer belgeler: fotoğraf, tutanak, resmi yazışma kopyaları vb.]

SONUÇ VE TALEP :

Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;

  1. Davanın kabulü ile davalı idarenin sorumluluğunun tespit edilmesine,
  2. Davacı … TL maddi tazminatın davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
  3. Davacı … TL manevi tazminat talebi varsa manevi tazminatın kabulüne,
  4. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerine bırakılmasına,

karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim. [TARİH]

İMZA

Davacı / Vekil

Adı Soyadı: ……………………………..

İmza: ……………………………………

EKLER :

  1. Dilekçe (Davalıya veya mahkemeye sunulmuş diğer yazışmalar) – tarihli kopyalar
  2. Faturalar / gider belgeleri (numaralandırılmış)
  3. Tebligat, yazışma, tutanak fotokopileri
  4. Tanık beyanları listesi
  5. Vekâletname (varsa)
  6. Diğer belgeler (numaralandırılmış)

Tam Yargı Davasında Mahkeme Süreci Nasıl İşler?

Tam yargı davası, zarara konu işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yer idare mahkemesinde yasa süresinde ve diğer usuli şartları sağlayan dava dilekçesinin ön büro yahut artık günümüzde sıklıkla olduğu üzere UYAP üzerinden elektronik şekilde teslimi ile açılır. 

İdare mahkemesi genellikle ara karar kurarak, davalı idareden dosya için gerekli evrakı talep ettiğini belirtir yazısı ile birlikte dava dilekçesini davalı idareye tebliğ eder. Davalı idare, 30 gün içerisinde idare mahkemesi tarafından tebliğ edilen evrak ile birlikte ilk savunma dilekçesini sunar.

Davacı, ilk savunma dilekçesi ile birlikte kendisine tebliğ edilen diğer evraka karşı olarak savunmaya cevap dilekçesini yine tebliğden itibaren 30 gün içerisinde sunmak zorundadır.

Davalı İdare, savunmaya cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde ikinci savunma dilekçesini sunar ve dilekçeler teatisi sona erer. 

Tam yargı davasında dosyalar sıklıkla bilirkişiye gitmekte olup, bilirkişi raporuna itirazlar, ek raporlar ve ıslah dilekçeleri de süreç içerisinde en az dava dilekçesi kadar önemli olabilmektedir.

Eğer taraflar duruşma talep etmişler ise ve uyuşmazlık konusu miktar 388.000,00 TL’nin (2025 yılı için duruşma ve heyet sınırı) üzerinde ise dilekçeler teatisi sonrası duruşma yapılır ve taraflar iddia ve savlarını sözlü olarak aktarırlar.

Tam yargı davaları, Ankara İdare Mahkemelerinde ortalama 199 gün içerisinde (2024 yılı faaliyet raporu rakamlarına göre) karara bağlanmaktadır.

Sıkça Sorulan Sorular

  • Tam yargı davası nedir?

Tam yargı davası; idarenin işlem, eylem veya eylemsizliği nedeniyle bir kişinin uğradığı maddi veya manevi zararın tazmini amacıyla idari yargıda açılan davadır.

  • Tam yargı davası hangi mahkemede açılır?

Genel kural olarak idare mahkemeleri yetkilidir; özel kanunda başka bir düzenleme yoksa zarara yol açan yer veya hizmetin görüldüğü yer mahkemesi yetkilidir.

  • Dilekçede hangi asgari unsurlar olmalıdır?

İYUK uyarınca dilekçe; taraf bilgileri, dava konusu, talep ve dayanak hukuki sebepler, delil listesi ve sonuç/talep kısmını açıkça içermelidir. 

  • Zamanaşımı ve dava açma süreleri nasıl hesaplanır?

Tam yargı davalarında süre ve zamanaşımı, olayın türüne ve ön başvuru gerekip gerekmediğine göre değişir; ana kural yazılı bildirimden sonra 60 gün içerisinde tam yargı davasının açılmasıdır.

  • Maddi tazminat ile manevi tazminat arasındaki fark nedir?

Maddi tazminat, belli ve hesaplanabilir ekonomik zararları (fatura, gelir kaybı vb.) kapsar; manevi tazminat ise çekilen ıstırap, onur ve itibar zararına ilişkin tazminattır.

  • Husumet nasıl doğru belirlenir?

Davalı, zarara yol açan idari işlem/eylemden sorumlu idare veya idare birimi olmalıdır; yanlış veya eksik husumet olumsuz sonuçlara yol açabilir.

  • Dava değerini nasıl belirlemeliyim?

Dava değeri, talep edilen maddi tazminat tutarına göre belirlenir; gelir kaybı, masraflar ve diğer somut zararlar uygun belge ve hesaplamalarla desteklenmelidir.

  • İptal davası ile tam yargı davası aynı mı?

Hayır; iptal davası idari işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptali içindir; tam yargı davası ise zararın tazminini amaçlamaktadır.

  • Tam yargı davasında faiz talep edilebilir mi?

Maddi tazminata ilişkin faiz talep edilmesinde hiçbir sakınca yoktur ancak manevi tazminata ilişkin faiz konusunda görüş birliği henüz sağlamamıştır.

  • Dilekçe İYUK m.3 ve m.5’e uygun mu olmalı?

Evet, dilekçenin biçimsel ve asgari unsurları İYUK’un ilgili maddelerine göre hazırlanmalı; aksi halde dilekçenin reddi veya eksiklik nedeniyle dava şartlarının sağlanamaması riski vardır.

Sonuç

İdarenin eylem (eylemsizlik) ve işlemlerinden kaynaklı olarak kişisel hakları doğrudan ihlal edilmiş kişiler, idare mahkemelerinde tam yargı davası açarak, maddi ve manevi zararlarının tazmininini idari yargı vasıtası ile sağlayabilirler. Ancak tam yargı davası oldukça karışık ve teknik bir dava türüdür. Bu sebepten ötürü tam yargı davası açmak isteyen kişilerin muhakkak bi avukattan hukuki destek almalarını biz BAŞBUĞ&ZANBAK HUKUK BÜROSU olarak şiddetle tavsiye ediyoruz.

 

YASAL UYARI: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, avukatlık mevzuatına ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!