
Mala zarar verme suçu, gerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün tutmuş olduğu kayıtlarda gerekse günlük hayatta en sık karşımıza çıkan suç tiplerinin başında gelmektedir. Bu yazımızda mala zarar verme suçu ile alakalı olarak en sık sorulan soruların cevabını vereceğiz. Keyifli okumalar dileriz.
MALA ZARAR VERME SUÇU NEDİR ?
Mala zarar verme suçu, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir malı tahrip etmek, yok etmek, değerini eksiltmek, tamamen veya kısmen kullanılmaz hale getirmektir.
Mala zarar verme suçunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 765 sayılı Ceza Kanunundan farklı düzenlemiştir. Bir kere netice esas olmak üzere yapılan suç tanımı farklılık arz etmektedir. Sonra malvarlığına karşı suçların zilyetliğin el değiştirmesine bağlı olarak düşünülen klâsik sıralamasına da uyulmamış, farklı bir sıralama yapılmıştır. Ayrıca, genelle özel, yani hayvan öldürme eski kanunda farklı maddelerde düzenlenirken, şimdi, her ikisi aynı maddede düzenlenmiş bulunmaktadır. 09.07.2021 tarih ve 7332 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle birlikte TCK’nin 151/2. maddesindeki, “Haklı bir neden olmaksızın, sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır” hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 151. maddesinde, basit yahut niteliksiz mala zarar verme suçuna, 152. maddede, iki kademeli olarak nitelikli mala zarar verme suçlarına, yani cezayı ağırlaştıran nedenlere, 167. maddede ortak hüküm olarak cezayı hafifleten nedenlere yer vermiş bulunmaktadır.
“Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılmaz hale getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur, Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesi ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddi varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağı ortadan kaldırmaktır. kirletme, başkasını binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak. şeklinde gerçekleştirilmektedir” (Y15.CD, 22/05/20113 T ., 2013/257 E ., 2013/7436 K)
TCK Mala Zarar Verme (TCK 151)
Mala zarar verme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda özel hükümler kitabında malvarlığına karşı suçlar isimli bölümünde 151. madde de düzenlenmiştir.
Mala zarar verme
Madde 151- (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Mala zarar verme suçunu düzenleyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen resmi gerekçesi şu şekildedir:
“GEREKÇE (MADDE 151):
Madde metninde mala zarar verme suçu tanımlanmıştır. Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır.
Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir.
Söz konusu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikâyetine tâbi kılınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, mala zarar verme suçunun konusunun hayvan olması hâline ilişkin bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre; başkasına ait bir hayvanın öldürülmesi veya işe yaramaz hâle getirilmesi yahut değerinde azalmaya neden olunması hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanacaktır.
Suçun oluşması için, haklı bir nedenin bulunmaması gerekir. Bu bakımdan, vahşî, yırtıcı, hastalıklı ve başıboş bırakılmış bir hayvanın öldürülmesi hâlinde faile ceza verilmeyecektir.”
Mala Zarar Verme Şikayete Tabi Mi?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesi hükmünde belirtilen hallerde suç şikâyete tabidir. 152. maddede belirtilen hallerde suç, şikâyete tabi değildir, re’sen soruşturulur.
Şikayetten vazgeçmenin kural olarak sanığa sorulması gerekir. Ancak sanığa ilk aşamada ulaşılamaması halinde sorulması zorunlu değildir. Yargıtay’ın eski uygulamalarına bakıldığında sorulmamasını bozma nedeni yapılmaktaydı. Ancak son Yargıtay uygulamasına bakıldığında sanık zaten gerekçeli kararı aldığında şikayetten vazgeçmeyi kabul etmeyecek ise temyiz eder; temyiz etmezse lehine olan bu durumu zımni olarak kabul etmiştir gerekçesiyle şikayetten vazgeçmenin mutlaka sorulması gerekmediği sonucuna ulaşmıştır.
“Katılan şikayete konu işyerini her ne kadar tapu da malik olmasa da suç tarihinde kendisinin işlettiğini ve bu manada suça konu işyerinin zilyetliğinin kendisinde bulunduğunu beyan ettiği ancak söz konusu işyerinin maliki gözüken …’ın kovuşturma aşamasında beyanında, tapuda malik olarak kendisinin gözüktüğünü ancak katılanın burayı sanığa kiraya verdiğini belirttiği anlaşılmakla, suça konu işyerinin suç tarihinde kimin kullanımında olduğu, bu manada suça konu işyerinin zilyedinin tespitiyle şikayet hakkının kimde olduğu belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır.” (2. Ceza Dairesi, 2020/8444 E., 2020/6275 K. ve 18.06.2020 T.)
Mala Zarar Verme Cezası
Mala zarar verme suçunun cezası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesi ile 152. maddelerin hangisinin ve hangi fıkrasının uygulanacağına göre değişir. Buna göre;
- Madde 151 hükmü söz konusu olduğunda verilecek ceza, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Burada seçimlik bir yaptırım söz konusudur. Hâkim, para cezasına hükmedecek ise, bu para cezasının alt sınırı, maddede belirtilen hapis cezasının alt sınırından az olmayacaktır. Yani 4 aya karşılık gelen para cezası, cezanın alt sınırını oluşturacaktır. Aynı şekilde para cezası tercih edilecekse, üst sınır da, 3 yıla karşılık gelecek para cezasından fazla olmamalıdır.
- Madde 152/1 hükmünde sayılan haller söz konusu olduğunda verilecek ceza, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. 6545 sayılı kanunla 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikler bu fıkradaki cezanın üst sınırı 6 yıldan 4 yıla düşürülmüştür.
- Madde 152/2′ deki nitelikli haller söz konusu olduğunda verilecek ceza, bir katına kadar artırılır.
- Madde 152/3’deki nitelikli haller söz konusu olduğunda yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Kasten Mala Zarar Vermenin Cezası
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151. Maddesi hükmü söz konusu olduğunda verilecek ceza, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Burada seçimlik bir ceza söz konusudur. Mahkeme, adli para cezasına hükmedecek ise, bu adli para cezasının alt sınırı, maddede belirtilen hapis cezasının alt sınırından az olmayacaktır. Yani 4 aylık hapse karşılık gelen adli para cezası, cezanın alt sınırını oluşturacaktır. Aynı şekilde adli para cezası tercih edilecekse, üst sınır da, 3 yıllık hapse karşılık gelecek para cezasından fazla olamayacaktır.
“31.10.2012 tarihli olay yeri tespit tutanağında; katılana ait tarladaki turpların zarar görmüş olması, tarlada büyükbaş hayvan ayak izlerinin olduğunun tespiti ve tanık …’ın yargılama aşamasında sanığa ait büyükbaş hayvanları katılana ait tarla içindeyken ve sanığı da tarla yanından geçerken gördüğünü beyan etmesi karşısında; sanığın katılana ait tarlada neticeyi bilerek ve isteyerek hayvan otlatıp kasten mala zarar verme suçunu işlediği gözetilmeden mahkumiyeti yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesine bozmayı gerektirmiştir.” ( 23. Ceza Dairesi, 2015/15636 E., 2015/8328 K. ve 17.12.2015 T.)
Taksirle Mala Zarar Verme
Mala zarar verme suçunun manevi unsuru, genel kasttır. Fallin saikinin hiçbir önemi yoktur. Yani bu suçun oluşması için, failin, mala zarar verme eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olması yeterlidir. Örneğin, evine rüzgar girmesini engellediği için komşusunun duvarının bir kısmını yıkan şahıs, mala zarar verme suçunu işlemiş olur. Yani burada fallin saikinin, komşusunu zarara uğratma saiki olmasına gerek yoktur. Yeter ki eylemini bilerek ve isteyerek yapmış olsun. Dolayısıyla taksirle meydana getirilmiş mala zarar verme eylemleri bu suçu oluşturmaz.
Yine bunun gibi, karşıdaki şahsı yaralamaya yönelen taş atma eylemi neticesinde taşın mağdura isabet etmeyip arkasında bulunan evin camına isabet ederek cam kırması olayında kast unsuru bulunmadığından mala zarar verme naçu oluşmaz. Burada oluşan suç, kasten yaralamaya teşebbüstür. Tabi bu örnekte camın kalması açısından failin olası kastla hareket ettiği ispatlanabilir ise, mala zarar verme ve kasten yaralamaya teşebbüs suçları açısından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca fikri içtima kuralları uygulanarak ağır cezayı içeren normdan hüküm kurulmalıdır.
“… no.lu binanın kat malikleri olan taraflardan katılanın, binanın alt katındaki daireyi (işyerini) satın aldıktan sonra “işyeri önünün yabancı araç parkı nedeniyle kapanmaması” amacıyla diğer kat maliklerinden-yönetimden izin almaksızın kaldırım ile ortak alan sınırına otomatik bariyer yaptırması, kat maliki sanığın da, daha önceden otopark olarak kullandıkları bu yere (ortak alana) müdahale edildiğini ileri sürüp, aracını park edebilmek için bariyer kolunu vidalarından söküp bir kenara koyması, yere sabit metal parçayı da sökmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, katılanın bina ortak alanının kullanımını engellemesi nedeniyle sanığın da kat maliki olarak mülkiyet hakkına yönelik müdahaleyi basit şekilde def etme yetkisini kullanmasında suç kastının oluşmadığını takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.” (15. Ceza Dairesi, 2013/2845 E., 2013/8088 K. ve 02.05.2013 T.)
Trafik Kazası Mala Zarar Verme
Mala zarar verme suçunda manevi unsur, genel kasttır. Faili, o suçu işlemeye iten sebebin hiçbir önemi yoktur. Mala zarar verme suçunun oluşması için, failin, mala zarar verme eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiş olması yeterli olacaktır.
Örneğin taksirle meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, sürücüler bakımından mala zarar verme suçu oluşmaz. Uygulamada bu tür kazalarda kusursuz olduğunu düşünen araç sahipleri, emniyette verdikleri ifadelerinde “maddi zarara uğradım, şikayetçiyim” deseler de, “eylemin taksirle gerçekleştirildiği ve maddi zararların karşılanması için hukuk mahkemelerinde dava açılmasının serbest olduğundan” bahisle Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar (KYOK) verilmektedir.
Bu şekilde verilen kararlar hukuka uygundur, çünkü taksirle mala zarar verme her ne kadar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 41. maddesi anlamında zararın tazminini gerektiren bir haksız fiil teşkil etse de, TCK Md. 151 anlamında suç teşkil etmez.
“”mala zarar verme” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda; Hasarın dosya kapsamı itibariyle “trafik kazası” sonucu atılı suç kastı dışında oluştuğunu, bu nedenle sanık ..’nin “beraatine” karar verilmesi gerektiğini takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.” (15. Ceza Dairesi, 2014/5615 E., 2015/22440 K. ve 12.03.2015 T.)
Mala Zarar Verme Suçu Para Cezası Ne Kadar?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun mala zarar verme suçunu düzenleyen 151. Maddesinin 1. fıkrası hükmü söz konusu olduğunda verilecek olan ceza, 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası yahut adli para cezasıdır.
Burada seçimlik bir ceza söz konusudur. Şayet mahkeme, adli para cezasına hükmedecek ise, bu adli para cezasının alt sınırı, maddede belirtilen hapis cezasının alt sınırından az olamaz. Yani 4 aylık hapse karşılık gelen adli para cezası, cezanın alt sınırını oluşturacaktır. Aynı şekilde adli para cezasının mahkeme tarafından tercih edildiği durumda, üst sınır da, 3 yıllık hapse karşılık gelecek para cezasından fazla olamayacaktır.
“Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunun yapılan yargılaması sonucunda hem adli para cezası hem de hapis cezasına hükmedilmiş ise de; mala zarar verme suçunu düzenleyen 5237 sayılı Kanunun 151/1. maddesinde dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasının öngörülmesi karşısında, sanık hakkında hapis ve adli para cezasına birlikte hükmedilemeyeceği gözetilmeden, Kadıköy 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 04.12.2008 tarihli ve 2007/734 Esas, 2008/520 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; sanık … hakkında mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca ceza alt sınırdan tayin edilerek 120 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 100 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den sanığın 2000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, infazın bu ceza miktarı üzerinden yapılmasına oybirliğiyle karar verildi.” (2. Ceza Dairesi, 2020/27888 E., 2020/10956 K. ve 20.10.2020 T.)
Nitelikli Mala Zarar Verme Suçu
Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında, yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında, devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında, sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında, grev veya lokavt hallerinde işverenlerin yahut işçilerin veya işveren ya da işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak, işlenmesi halinde verilecek ceza, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır. 6545 sayılı kanunla 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikler bu fıkradaki cezanın üst sınırı 6 yıldan 4 yıla düşürülmüştür.
Mala zarar verme suçunun; yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel ya da taşkına neden olmak suretiyle, radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak, işlenmesi halinde verilecek ceza, bir katına kadar artırılır.
Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu yahut havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Mala Zarar Verme Suçu Uzlaşmaya Tabi Mi?
6763 sayılı kanunla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253/3 hükmünde yapılan değişiklikle birlikte etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlarda uzlaşmanın uygulanmayacağına dair ibare metinden çıkarıldığından ve mala zarar verme suçuna ilişkin TCK 151. madde hükmü şikâyete tabi olduğundan, uzlaşma kapsamındadır.
Zilyedin de şikâyette bulunma ve uzlaştırma işleminin tarafı olma hakkı vardır. Kural olarak, nitelikli mala zarar verme suçu şikâyete tabi olmadığından uzlaşma kapsamında değildir.
TCK 152. maddedeki nitelikli mala zarar verme suçunun; eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde kişilere karşı gerçekleştirilmesi halinde suç şikâyete tabi olacağından, uzlaşma kapsamında olacaktır.
“Her ne kadar mala zarar verme suçu ile korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı ise de; zarar verilen eşyanın zilyetliğinin malik dışında üçüncü bir kişide bulunduğu durumlarda mülkiyet hakkı ile birlikte zilyetliğin sağladığı hakların da koruma altında olacağı, buna göre; bu gibi hallerde eşya maliki dışında suça konu eşya dan yararlanan kişinin de işlenen suç nedeniyle şikâyet hakkına sahip olacağı ve uzlaşmaya ilişkin beyanının da hukuki sonuç doğuracağının anlaşılması karşısında ; iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.” (8. Ceza Dairesi, 2019/13090 E., 2019/14936 K. ve 12.12.2019 T.)
Mala Zarar Verme Şikayet Dilekçesi
T.C.
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
ŞİKAYETÇİ : Ali B (TC: …)
-ADRES-
VEKİLLERİ : Av. Batuhan Can ZANBAK (Ankara Barosu – 48429)
Av. Aybike Hüma BAŞBUĞ (Ankara Barosu – 48430)
Güzeltepe Mahallesi, Şölen Sokak No: 4/3 Çankaya/Ankara
ŞÜPHELİLER: Veli C (TC: …)
-ADRES-
Mehmet D (TC: …)
-ADRES-
SUÇ : Mala zarar (TCK 151)
SUÇ YERİ/TARİHİ : Çankaya/ANKARA (03.01.2025)
KONU : Şüphelilerin 03.01.2025 tarihinde işlemiş olduğu mala zarar suçuna ilişkin olarak hakkında kamu davası açılması ve akabinde cezalandırılması talepli şikayet dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
Yukarıda ismi belirtilen şüpheliler, site içerisinde yer alan araç park yerinde, sözde kendilerine ait olduklarını iddia ettikleri alana müvekkilimin aracını park etmesini bahane etmiş ve müvekkilin maliki olduğu aracın camlarını kırarak mala zarar suçunu işlemişlerdir.
Şüpheliler “o arabanı oradan niye çekmiyorsun lan” diye bağırarak müvekkilin arabasının camlarını kırmış ve kapısını tekmelemiş, yumruklamışlardır. Olay esnasında görüntü ve ses kaydı yapan sitenin güvenlik kameralarına da olay açıkça yansımıştır. Gürültü esnasında olay yerine gelen komşular da olaya şahit olmuştur. (EK-1)
“Sanığın suça konu evi kendisinin yaptırdığını, katılanın eski eşi olduğunu, evde onun oturduğunu, boşaltılmasını istediği halde boşaltmadığını, bu nedenle evin camını dışarıdan taş atmak suretiyle kırdığına dair beyanı, dosya kapsamında toplanan deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.” (15. Ceza Dairesi, 2015/10898 E., 2016/6039 K. ve 08.06.2016 T.)(EK-2)
Mala zarar verme suçunu işleyen şüpheliler hakkında kamu davası açılması ve cezalandırılmaları gerekmektedir.
NETİCE-İ TALEP : Yukarıda izah edilen ve Cumhuriyet Başsavclığı tarafından re’sen gözetilecek sebeplerle;
- Site yönetimine müzekkere yazılarak güvenlik kamerası kayıtlarının alınmasını,
- Şikâyetimizin kabulü ile şüpheliler hakkında mala zarar verme suçundan ve re’sen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması için iddianame düzenlenerek kamu davası açılmasını arz ve talep ederiz. 10.01.2025
Şikayetçi Vekili
Av. Batuhan Can ZANBAK
Av. Aybike Hüma BAŞBUĞ
Ekler :
- Tanık listesi ve bilgileri
- Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2015/10898 E., 2016/6039 K. ve 08.06.2016 T. künyeli karar
- Savcılığınızca müzekkere yazılmasını talep ettiğimiz site yönetiminin bilgileri
Mala Zarar Verme Suçu Zararın Giderilmesi ve Etkin Pişmanlık
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde malvarlığına karşı işlenen suçlarda etkin pişmanlık hükümlerine yer verilmiştir. Bu kanun hükmü uyarınca, mala zarar verme suçunda da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecek, kişi ceza indiriminden faydalanabilecektir.
Etkin pişmanlık
Madde 168 – (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmeden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
(…)
(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.
“Sanıkların üzerine atılı mala zarar verme suçunun, 5237 sayılı Kanun’un 168/1. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerine tâbi olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 2020/8989 E., 2020/6384 K. ve 22.06.2020 T.)
Mala Zarar Verme Tazminat
Mala ilişkin zararların tazmininde, mal varlığının haksız fiilden önceki duruma getirilmesi amaçlanır. Zarar belirlenirken eşyanın haksız fiilden önceki ve sonraki durumları karşılaştırılarak aradaki fark dikkate alınır.
Haksız fiil sonucu eşya tamamen yok olmuş olabileceği gibi hasara uğramış ve kısmen zarar görmüş de olabilir. Eşya tamamen yok olmuşsa zararın miktarı eşyanın bedelidir.
Eşyanın hasar gördüğü, tamir edilmek suretiyle kullanılabilir bir zarara uğradığı durumda tazmini talep edilebilecek olan zarar kalemleri, eşyanın tamir edilmesi için gereken masraflar, tamir süresince kullanılmasından mahrum kalınmasından doğan zararlar ile eşyanın hasarlı duruma gelmesi nedeniyle uğradığı değer kaybından ibarettir. Bunun yanı sıra, zarar gören eşyanın aynı zamanda gelir getiren bir şekilde kullanılması durumunda, bu eşyanın gördüğü zarar nedeniyle kullanılamamasından dolayısıyla gelir getirememesinden dolayı yoksun kalınan kârın da tazmini istenebilir. Bir başka deyişle eşyaya ilişkin zararların kapsamına, fiili zarar ile birlikte yoksun kalınan kâr da dâhildir.
Araç hasar görmüş ise, aracın tamir ücreti, varsa oluşan değer kaybı, aracın tamiri süresince yoksunluğundan doğan ikame ulaşım aracı (taksi vs.) ücreti gibi zararlar istenebilir.
Araç hasarlarında aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespit edilip şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış hâldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki ikinci el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır. Salt internet ortamında yapılan araştırmalar sonucu bulunan piyasa rayiç değerleri yeterli kabul edilmemektedir.
” Son alınan 08.05.2019 tarihli raporda ise, araçla ilgili yetkili satış servisleri, serbest piyasa ve internet ortamında yapılan araştırmalar sonucunda aracın rayiç değerinin 200.000,00 TL olduğu belirtilmiş ve bu bedel esas alınarak hasar bedeli hesaplanmış ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Dosyanın incelenmesinde, davacıya ait araçta, kaza tarihinden önce meydana gelen 20.08.2016 tarihli kazada 10.748,00 TL, 13.09.2016 tarihli kazada 14.702,00 TL, 11.07.2017 tarihli kazada 88.000,00 TL ve 17.10.2017 tarihli kazada 8.000,00 TL’lik hasar kayıtlarının mevcudiyeti ve bu hasarların aracın rayiç değerini etkileyecek olması nedeniyle emsal araç piyasa araştırmalarının davaya konu araç gibi hasarlı araçlar dikkate alınarak yapılması gerekirken, hasarsız araçlara göre piyasa araştırması yapılmış olması doğru görülmemiştir. Davalının sorumlu olacağı gerçek zarar miktarının saptanması bakımından, yukarıda anıldığı üzere aracın hasar tarihinden önceki hasar miktarları da gözetilmek suretiyle rayiç bedelin belirlenmesi, bunun için konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden yen bir rapor alınarak aracın kaza tarihindeki hasar geçmişi gözetilmek suretiyle rayiç değerinin belirlenmesi, buna göre tamirinin ekonomik olup olmadığının tespiti ve tamiri ekonomik ise hasar onarım bedeline, tamirin ekonomik olmadığının tespiti halinde ise aracın piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli düşülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken araçta bulunan geçmiş hasar kayıtları dikkate alınmaksızın hatalı rayiç bedel hesabı üzerinden eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 28.06.2022 tarih, 2021/11492 Esas, 2022/9603 Karar)
Yasal Uyarı: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, avukatlık mevzuatına ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!