Ceza Davalarında Olağanüstü Kanun Yolları

Kesinleşmiş hapis cezası alan kişilerin izlenilebilecekleri bir itiraz yolu var mıdır? Şayet böyle bir yol varsa bu yol nedir, bir netice alınabilir mi? İşte bu soruların cevabı olan ceza davalarında olağanüstü kanun yollarını yazımızda kısa ve öz şekilde ele almaya çalışacağız.

KESİNLEŞMİŞ HAPİS CEZASI NASIL BOZULUR?

Hapis cezası alan vatandaşlarımızın aklına şu soru gelmektedir: Kesinleşmiş olan bu mahkumiyet kararına karşı ne yapabilirim? Sonraki yazılarımızda detaylı bir şekilde inceleyeceğimiz Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyu bir kenara bırakırsak bu sorunun cevabı; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen olağanüstü kanun yolları müessesidir.

Ceza davalarında kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan daha iyi bilineni olağan kanun yolları; günlük hayatta neredeyse hepimizin duyduğu itiraz, istinaf ve temyizdir. İddia ve savunma makamındaki ilgili kişiler, yargılama makamlarınca verilen hükümleri; yanlış ya da hukuka aykırı oldukları sebebiyle başka bir merciye taşıyabilirler. Bu merciler kural olarak ilk kararı veren makamın üstü durumundadırlar.

Daha az bilinen diğer kanun yolu ise olağanüstü kanun yoludur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda dört farklı olağanüstü kanun yolu düzenlenmiştir. Bu kanun yolları sistematik olarak şu şekildedir:

  1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İtiraz Yetkisi (CMK 308)
  2. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İtiraz Yetkisi (CMK 308/A)
  3. Kanun Yararına Bozma (CMK 309)
  4. Yargılamanın Yenilenmesi (CMK 311)

Şimdi bu olağanüstü kanun yollarını tek tek ve detaylı bir şekilde inceleyelim.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtirazı Nedir? (CMK 308)

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı, uygulamada en sık karşılaşılan olağanüstü kanun yoludur ve yine aynı zamanda sıklıkla da kanun değişikliğine gidilen bir normdur.

Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığının itirazı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesinde düzenlenmektedir. Olağanüstü bir kanun yolu olması sebebiyle insanları şöyle bir yanılgıya düşürebilmektedir: “Olağanüstü kanun yolu olduğuna göre sadece kesin hükümler aleyhine gidilebiliyordur”. Fakat olması gereken her ne kadar böyle olsa da bu kanun maddesinin mevcut uygulanışı bakımından bu doğru değildir. 

Yargıtay mevcut uygulamasında kesin olmayan bozma kararlarına karşı da bu yola başvurabileceğini söylemektedir. Yargıtay’ın bu görüşündeki temel prensip aslında yargılama sürecini kısaltma üzerine olup usul ekonomisi amacı gütmektedir. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İtirazı sanığın lehine veya aleyhine yapılabilmektedir. Eğer sanık aleyhine yapılacaksa ilamın verilmesinden ve savcılığa ulaşmasından itibaren 30 gün içinde yapılması gerekmektedir. Sanık lehine itirazda ise süre aranmamaktadır.

Peki süreç nasıl işler? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı istem üzerine, talebi yerinde görürse yahut kendiliğinden bir hukuka aykırılık tespit ederse itirazname adı verilen belgeyi hazırlayarak bunu kararına itiraz edilecek olan  Yargıtay ceza dairesine gönderir. Karar kendisine gelen ceza dairesi en kısa sürede itirazı inceler ve itirazı yerinde görür ise kararını düzeltir. Ancak ceza dairesi, yapılan itirazı yerinde görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yapacağı incelemeden sonra aşağıdaki dört hükümden birini tesis eder.

  1. Davanın Reddi (Onama)
  2. Bozma (CMK 321)
  3. Islah (CMK 322)
  4. Düşme

İstinafta Kesinleşmiş Hapis Cezası Nasıl Bozulur? (CMK 308/A)

Günlük yaşantımızda kısaca İstinaf şeklinde bahsettiğimiz Bölge Adliye Mahkemeleri aslında hukuk uygulamamızda oldukça yeni diyebileceğimiz kurumlar olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bölge Adliye Mahkemelerinin fiilen 2016 yılında çalışmaya başladıktan sonra gerek Yargıtay’ın iş yükünü azaltmak gerekse yargılamalardaki süreyi kısaltmak amacıyla pek çok dosya Yargıtay görmeden Bölge Adliye Mahkemesinde kesinleşmeye başlamıştır. Böyle olunca CMK 308 deki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının bir benzeri olarak Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından düzenlenerek CMK 308/A maddesi olarak yürürlüğe girmiştir. Peki BAM Cumhuriyet Başsavcısının itirazı kurumu nasıl işler?

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, kendiliğinden ya da gelen bir talep üzerine, kararın önüne geldiği tarihten itibaren bir ay içerisinde, kararı veren ceza dairesine itiraz edebilir. Ancak burada düzenlenen bir aylık süre, sanığın lehine olan durumlarda uygulanmaz. 

BAM Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Sanık aleyhine bir itirazda bulunabilmesi için; kararı etkileyecek ve hükmün bozulmasına sebep olabilecek nitelikte bir hatanın bulunması zorunludur. Sanık aleyhine yapılan itiraz, sanık yahut sanık müdafiine ilgili ceza dairesi tarafından tebliğ olunur. Yapılacak olan tebligat, ilgililerin dava dosyasından belirlenebilen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olur. İlgililer, tebliğden itibaren iki hafta içinde yazılı olarak cevap verebilme hakkına sahiptirler.

Savcılığın itirazı üzerine ilgili ceza dairesi, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yapılan itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı itirazı incelemek üzere Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderir. Başkanlar kuruluna gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen ceza dairesinin başkanı ya da görevlendireceği bir üye tarafından başkanlar kuruluna sunulmak üzere bir rapor hazırlanır.

BAM Başkanlar Kurulunun yapılan itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereğinin yapılması için ilgili ceza dairesine gönderilir. Başkanlar kurulunun verdiği kararlar kesin hüküm niteliğindedir.

Gerek İstinafta ortaya çıkan Gerekse Yargıtay’da ortaya çıkmış olan hukuka aykırılıkların giderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yahut Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığına tanınmış olan itiraz hakkı oldukça önemli ve uygulamada da işleyen bir olağanüstü kanun yoludur.

Elbette bu yolda başarı şansı, başsavcılığı ikna edebilme becerisine bağlı olarak değişmektedir. Çünkü eğer kendi talebiniz üzerine başsavcılık bu yola gidiyorsa, başsavcılığı haklı olduğunuza ve itiraz edilmesine gerek olduğuna dair ikna etmek gerekmektedir.

Kanun Yararına Bozma Nedir? (CMK 309)

Eski adıyla yazılı emir yeni adıyla kanun yararına bozma 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiş olan, olağanüstü kanun yolları arasında en az bilinen ve en az uygulanan fakat en az diğer olağanüstü kanun yolları kadar etkili bir müessesedir. Peki kanun yararına bozma nasıl işler?

Hâkimlik ya da ceza mahkemesi tarafından verilen ve Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) yahut Yargıtay (Temyiz) incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu yapılan başvuru üzerine yahut kendiliğinden öğrenen Adalet Bakanlığı, o hukuka aykırı karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini de belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Adalet Bakanlığı tarafından kendisine bildirilen bu sebepleri aynen yazarak, karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine verir.

Kanun yararına bozma istemi kendisine gelen Yargıtay ceza dairesi, Adalet Bakanlığı (Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla) tarafından ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, ilgili karar yahut hükmü kanun yararına bozar.

Kanun yararına bozma sebepleri CMK’ da şu şekilde sayılmıştır:

  1. İlk olasılık CMK 223.maddede (hüküm çeşitleri) tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara, kısaca, davanın esasını çözmeyen kararlara ilişkindir. Davanın esasını çözmemesine rağmen bu tarz karar bir şekilde etkili olabilmektedir. Buradaki asıl amaç şudur: Davanın esasını çözmese dahi tekrar etmesin, hâkim de öğrensin ve bu böyle yerleşmesin şeklindeki  yaklaşımdır. Kararı veren hâkime veya mahkemeye kararı yeniden vermek üzere kanun yararına bozma kararı gönderilir. Böylece hâkim yeniden bir değerlendirme yapar. Durma, düşme ve KYOK özelinde ortaya çıkan bir karar tipidir.
  2. İkinci olarak, mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne ya da savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise kararı veren hâkim yahut mahkeme yeniden yargılama yapar. Ancak ceza sanık aleyhine olacak şekilde ağırlaştırılamaz.
  3. Üçüncü olarak, davanın esasını çözen fakat mahkûmiyetin dışındaki hükümlere ilişkin bir durum söz konusu ise bozma, sanık aleyhine sonuç doğurmaz ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmez.
  4. Son olarak, hükümlünün cezasının kaldırılmasını ya da daha hafif bir cezanın verilmesi gerekiyorsa, o zaman İlgili Yargıtay ceza dairesi bizzat kendisi inceleyip düzelterek bir karar verir ve  dolayısıyla da ıslah yapmış olur. Bu yola Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, lüzum görmesi durumunda kendiliğinden de başvurabilir.

CMK madde 309 uyarınca verilen kanun yararına bozma kararlarına karşı direnilmesi mümkün değildir.

Yargılamanın Yenilenmesi Nedir? (CMK 311)

Vatandaşlar tarafından en çok bilinen ve başvuru bakımından en çok talep edilen olağanüstü kanun yolu 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi kurumudur. Peki yargılamanın yenilenmesi nasıl gerçekleşecektir? Burada sanık lehine ve sanık aleyhine olacak şekilde bir ayrıma gitmekte fayda vardır.

Sanık lehine yargılamanın yenilenmesi sebepleri (CMK 311):

  1. Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
  2. Hâkimin görevinde kusur etmesi,
  3. Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık ya da bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu yahut oy verdiğinin anlaşılması,
  4. Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması,
  5. Sonucu değiştirebilecek nitelikte yeni bir delilin ortaya çıkması,
  6. Son bir yıl içerisinde, sanık lehine verilmiş bir AİHM kararının olması.

Sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi sebepleri (CMK 314):

  1. Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
  2. Hâkimin görevinde kusur etmesi,
  3. Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde güvenilir nitelikte ikrarda bulunmuş olması.

Yargılamanın yenilenmesi başvurusu, olağan kanun yollarına başvurma hakkı olan herkes tarafından yapılabilir. Hatta hükümlünün vefat etmiş olduğu durumda yakın akrabaları dahi başvuruda bulunabilir. 

Yargılamanın yenilenmesi başvurusu kural olarak; hatalı olduğu düşünülen son hükmü vermiş olan mahkemeye verilecek olan bir dilekçe ile yapılır.

Bireysel Başvuru Olağanüstü Kanun Yolu Mudur?

Yerleşmiş olan yanlış algının aksine Anayasa Mahkemesine yapılacak olan bireysel başvurular; kesinleşmiş mahkeme kararlarını, bir süper temyiz merciine götürmeye yahut Yargıtay’ın üstünde bir 4. derece mahkemesine sunmaya yaramaz. Evet Anayasa Mahkemesi kararları tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu ihlal kararları neticesinde yeniden yargılama yapılabilir. Fakat bireysel başvuru, olağan yahut olağanüstü bir kanun yolu değildir. Peki öyle ise Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurular ne işe yarar?

Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurular aracılığıyla yargılama süreci boyunca; Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ortak koruma alanında yer alan haklarımızın ihlal edilip edilmediği, eğer bir hak ihlali oldu ise bu ihlalin yargılamayı bir bütün olarak adil olmaktan çıkarıp çıkarmadığı incelenir. Eğer bu şekilde bir hak ihlali tespit edilirse, Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı verip başvuran lehine tazminata hükmedebilir.

Anayasa Mahkemesi’nin kendisine yapılan bireysel başvurularda inceleyeceği hakların listesi şu şekildedir:

  • Yaşama Hakkı
  • İşkence Yasağı
  • Kölelik ve Zorla Çalıştırılma Yasağı
  • Özgürlük ve Güvenlik Hakkı
  • Adil Yargılanma Hakkı
  • Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz
  • Özel ve Aile Yaşamına Saygı Hakkı
  • Düşünce, Din ve Vicdan Özgürlüğü
  • İfade Özgürlüğü
  • Toplantı ve Dernek Kurma Hakkı
  • Evlenme Hakkı
  • Etkili Başvuru Hakkı
  • Ayrımcılık Yasağı
  • Mülkiyet Hakkı
  • Eğitim Özgürlüğü
  • Serbest Seçim Hakkı
  • Yabancıların Sınır Dışı Edilmesinde Usuli Güvence Hakkı
  • Cezai Konularda Temyiz Hakkı
  • Haksız Mahkumiyet İçin Tazminat Hakkı
  • Non Bis İn İdem (İki defa yargılanmama ve cezalandırılmama)

 

Yasal Uyarı: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, avukatlık mevzuatına ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!