
Bu yazımızda günlük yaşantımızda duymaya alıştığımız fakat ne yazık ki doğru anlamını pek de bilmediğimiz İnfaz hukukunun ne olduğu açıklayacak ve cezaların infazında uygulanacak olan temel ilkeler hakkında kısa ve net bilgi vermeye çalışacağız. Keyifli okumalar dileriz.
İNFAZ NEDİR?
Günlük hayatta sıklıkla duyduğumuz, gerek sosyal medya gerekse televizyon ekranlarında her gün karşımıza çıkan ‘’İnfaz’’ ne anlama gelmekte, ne anlam ifade etmektedir?
Sözlük anlamı olarak, “içine işlemek, delip geçmek” anlamındaki nefâz (nüfûz) kökünden türeyen infâz kelimesi Bir suç hakkında hükmedilen cezanın yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Bizim günlük hayatta karşımıza çıkan anlamıyla ise infaz; ceza mahkemeleri tarafından verilen, kesinleşmiş mahkumiyet kararlarından ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin yaptırım ve tedbirlerin yerine getirilmesinde uyulması gereken kanun, usul ve kuralların neler olduğunu belirleyen hukuk dalıdır. Buradaki kesinleşmiş karar kavramı hayati bir önem arz etmektedir. Bu önemine binaen üstünde detaylı bir şekilde durulacaktır.
Ceza infaz hukuku son derece önemli bir hukuk dalıdır. Ancak bu kadar önemli bir hukuk dalı olmasın rağmen ne hukukçular ne de yetkililer tarafın pek bilinmemekte ve ne yazık ki pek de önem gösterilmemektedir. Oysa infaz, başta hukukçularımız olmak üzere tüm yetkililerin ve ilgililerin bilmesi gereken, bir kişinin en önemli hazinesi olan özgürlüğünün nasıl kanunlar vasıtasıyla kısıtlanacağını belirleyen hukuk dalıdır.
İnfaz denilince ilk yanlış anlaşılan husus, infazın sadece cezaya ilişkin yaptırımları kapsadığı fikridir fakat bu düşünce doğru değildir. İnfaz, cezalarla birlikte güvenlik tedbirlerini de kapsamaktadır. Hatta bizim 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve halen yürürlükte olan 5275 sayılı infaz kanunumuzun tam adı da ‘’Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’’ şeklindedir.
İnfaz, suçta ve cezada caydırıcılık açısından da oldukça önemlidir. Dünyanın en iyi soruşturması da yapılsa, davaya dünyanın en iyi hakimleri de baksa, var olan en ağır cezalar da verilse infaz edilemedikten sonra hiçbir anlamı yoktur. Elbette bu infaz yapılırken hukuktan ayrılmadan, hakkaniyete uygun davranılması da oldukça elzemdir.
Cezaların İnfazı Ne Demektir?
İnfazın kısaca tanımını yapıp infazın ne olduğunu açıklamaya çalıştık. Peki cezaların infaz edilmesi ne anlama gelmektedir? Cezaların infazından ne anlaşılması gerekmektedir?
Cezaların infazı kavramı; bir kimsenin bir kanun hükmünü ihlal etmesi sebebiyle çarptırılmış olduğu cezanın, ceza infaz kurumlarında (açık, kapalı) infaz edilmesi ya da çektirilmesini ifade etmektedir. Cezaların infazına dair uluslararası camiada da kabul görmüş olan tanım ise 1933 tarihinde Palermo’da toplanan 3. Milletlerarası Ceza Hukuku Kongresi’nde yapılmış olup şu şekildedir: İnfaz hukuku; mahkumiyet kararının kesinleştiği andan itibaren cezanın infazının sona erdiği ana kadar (hak ederek tahliye), devlet ile hükümlü arasındaki ilişkiyi düzenleyen hukuk dalıdır.
Ülkemizde cezaların infazı denilince anlaşılan ve uygulanan ise ceza mahkemeleri tarafından verilmiş ardından da kesinleşmiş cezalara dair mahkumiyet hükümlerinin infaz edilmesi ve verilmiş olan güvenlik tedbiri kararlarının yerine getirilmesidir. Ancak infaz hukuku elbette bundan ibaret değildir.
İnfaz hukuku, bir kanun hükmünü ihlal ettiği sebebiyle cezaya çarptırılan kişinin cezasını çekmek üzere ceza infaz kurumuna girme anı ile başlayan ve cezanın tamamen infaz edilmesine (müddetnamede yazan hak ederek tahliye tarihi baz alınır) kadar geçen süre boyunca tabi olduğu kurallar silsilesidir.
Tüm dünyada yerleşmiş olan ana kural şudur: Cezaların infazı, verilmiş olan mahkumiyet kararının kesinleşmesi ile başlar. Ancak tutukluluk durumunda da henüz yargılama dahi başlamamışken savcılık soruşturması evresinde infaz hükümlerinin uygulanması mümkündür. Elbette tutuklu iken geçen süreler mahkumiyet hükmü kesinleştikten sonra infaz edilecek cezanın süresinden mahsup edilecek, düşülecektir. Şayet yargılama neticesinde daha önceden yapılmış olan tutuklamanın haksız olduğu anlaşılırsa, özgürlüğü kısıtlanan kişinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat isteme hakkı da mevcuttur.
Ceza İnfaz Hukukunun Amacı Nedir?
Gündemi bu kadar meşgul eden infaz hukukunun amacı nedir? Cezaların infazı ile güdülen gaye tam olarak nedir?
Cezaların ve güvenlik tedbirlerinin infazını sağlayarak ulaşılmak istenilen gaye 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 3. maddesinde kanun koyucu tarafından açıklanmıştır. Kanunun düzenlemesine göre hukukumuzda infaz hukukunun amacı şu şekildedir: ‘’Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.’’
Bahsi geçen kanun maddesindeki tanıma bir çok kez Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarında da atıf yapılmıştır. Örnek vermek gerekirse:
‘’İnfaz kanunlarının amacı mahkemelerce verilen ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin kararların yerine getirilmesidir.’’ Yargıtay 4. H.D., 2018/4761 E., 2020/453 K. ve 01.07.2020 T.
‘’Cezalın caydırıcılığı ve suçlunun toplumla uyum sağlayabilmesi başka bir deyişle topluma yeniden kazandırılması, ceza politikasının temel ilkelerinden birini oluşturur. Suçun niteliği ve toplumun buna verdiği önem, cezanın tür ve miktarına esas olur’’ Anayasa Mahkemesi 1992/43 E., 1992/49 K. 21.10.1992 T. 06.01.1994-21810 R.G.
Tüm bu açıklamalarımız doğrultusunda ve gerek kanun düzenlemesinden gerekse yüksek mahkeme içtihatlarından gerekse hukuk öğretisinden yola çıkarak, cezaların infazındaki temel amacı şu şekilde özetleyebiliriz:
- Ödetme
- Önleme
- Yeniden Topluma Kazandırma
Elbette cezaların infazı ile güdülmekte olan amaç gerçekleştirilirken ceza infaz hukukunun temel ilkelerin sapılması da kesinlikle söz konusu değildir. Yazımıza bu ilkeleri açıklayarak devam edeceğiz.
Cezaların İnfazında Temel İlkeler Nelerdir?
İnfaz hukukuna hakim olan ilkeler nelerdir? Cezalar ve güvenlik tedbirleri infaz edilirken hangi kurallar esas alınacaktır?
Cezaların infazının amacı ve işlevi göz önünde bulundurulduğunda bazı belli temel kuralları bünyesinde barındırdığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu çerçevede hareketle temel olarak cezaların ve güvenlik tedbirlerinin; eşitlik ilkesine, insan onur ve şerefine uygun olarak infaz edilmesi icap etmektedir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 2,4 ve 6. maddelerinde cezaların infazında esas alınacak temel ilkeler açık bir şekilde belirlenmiştir. İlk ve en temel ilke ise 5275 sayılı CGTİHK’nın 4. maddesinde kendine yer bulmuştur: ‘’Mahkumiyet hükümleri kesinleşmedikçe infaz edilemez.’’ Kanunun devamında ve özellikle 6. maddede cezaların infazında temel alınacak diğer ilkelere yer verilmiştir. Cezaların infazı için belirlenmiş olan usul ve ilkeler, cezaların infazı ile elde etmek istenen temel amacın gerçekleşmesi, hükümlünün ıslahı ve kişinin özgürlüğünden yoksun kalmasını gerektiren hapis cezasının infazının bir keyfiliğe kurban gitmemesi açısından son derece önemlidir.
Peki bahsettiğimiz bu ilkelerden kasıt nedir? Türk Hukukunda cezaların infazında temel alınacak ilkeler nelerdir?
- İnfazda Eşitlik İlkesine Uygun Şekilde Hareket Edilmesi
- Cezanın İnsan Onuruna Saygı İlkesine Uygun Olacak Şekilde İnfaz Edilmesi
- İnfazın Kanunilik İlkesine Uygun Olarak Gerçekleştirilmesi
- İnfazın Bireyselleştirilmesi İlkesi
- Hükümlünün Yaşam Hakkı İle Beden ve Ruh Bütünlüğünün Korunması İlkesi
- İnfazda Gizlilikten Kaçınma İlkesi
- Mahkumiyet Hükmünü İçeren Cezanın Kesinleşmesi Koşulu
Bu saydığımız ilkelere ek olarak; 2006 tarihli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında İki Sayılı Tavsiye Kararı’nın temel ilkeler kısmında şu maddeler sıralanmaktadır:
- Özgürlüğünden mahrum bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği şekilde saygılı davranılmalıdır.
- Özgürlüğünden mahrum bırakılan kişiler hukuken ellerinden alınmamış bütün haklarını kullanabilirler.
- Özgürlüğünden mahrum bırakılan kişiye getirilecek kısıtlamalar; asgari düzeyde ve mahkumiyet kararının gereklilikleri ile orantılı olmalıdır.
- Kaynak eksikliği bahanesi, cezaevlerindeki insan haklarını ihlal eden koşulları meşrulaştırmaz.
- Cezaevi yaşamı, genel toplum yaşamına olabildiğince yaklaştırılmalıdır.
- Tüm hapsedilme biçimleri, özgürlüğünden mahrum bırakılan kişinin topluma yeniden dönebilmesini kolaylaştıracak şekilde olmalıdır.
- Dışarıdaki sosyal servislerle işbirliği sağlanmalı, toplumun mümkün olabildiği ölçüde cezaevi yaşamına katılımı teşvik edilmelidir.
- Cezaevi personeli, yürüttüğü işi hakkıyla yapabilecek niteliklere ve donanımlara sahip olmalıdır.
- Bütün ceza infaz kurumları, düzenli olarak gerek resmi gerekse bağımsız kurum ve kuruluşlarca denetlenmelidir.
İnfaz Hukukunun Yasal Dayanakları
Artık herkesçe bilindiği üzere ceza hukukunun temelinde, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi yer almaktadır. Ceza hukukunun bu temel ilkesinin infaz hukukuna yansıması neticesinde şu kural doğmuştur: Kanunsuz infaz sistemi ve infaz rejimi olmaz. Bu temel ilkeden hareketle, hükümlüye karşı kanun, tüzük ya da yönetmeliğe dayanmayan hiçbir infaz işlemi uygulanamaz. Hatta hükümlüye disiplin cezası dahi verilemez, disiplin işlemi uygulanamaz.
Peki tüm bu kural ve kaidelerin çıkış noktaları dayandıkları yer neresidir? Türk Ceza İnfaz Hukukunun dayandığı kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgeler kısaca infaz mevzuatı şunlardır:
- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)
- 647 sayılı eski İnfaz Kanunu (Mülga Kanun)
- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (CGTİHK)
- 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu
- 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanun
- 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu
- 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu (Eski adıyla Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Kanunu)
- 6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun İle Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun
- 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması, Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki Kanun
- 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun
- 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
- 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
- 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
- Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik
- Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği
- Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri Yönetmeliği
- Daha Sonra HSK tarafından güncellenen HSYK’nın İnfaz ve denetimli serbestlik işlemleri konulu 4 ve 6 nolu genelgeler
- Adalet Bakanlığı’nın Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün Genelgeleri
- Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın İnfaz Hukukuna İlişkin Önerileri
- Uluslararası Cezaevi Standartlarına İlişkin kurallar
Tutuklu, Hükümlü, Hükümözlü, Hükmen Tutuklu Ne Demektir?
Günlük hayatta sıklıkla duyduğumuz tutuklu ve hükümlü gibi kavramlar ne anlama gelmektedir. Suça karışmış kişiler ceza ve infaz aşamasında hangi sıfatları alırlar?
- Tutuklu
Yetkili bir mahkeme tarafından işlediği iddia olunan bir suçtan dolayı özgürlüğü kısıtlanan kişiye tutuklu denir.
- Hükmen Tutuklu
Daha önceden tutuklu olarak yargılanmamış fakat ceza mahkemesince son karar duruşmasında hem cezai hüküm verilen hem de tutuklanan kişiye hükmen tutuklu denir. Kısaca hükümle birlikte tutuklanan kişi de denilebilir. Bu kişinin henüz kesinleşmiş bir mahkumiyeti yoktur. Hükmen tutuklu kişi eğer cezası kesinleşirse hükümlü sıfatını alır.
- Hükümözlü
Kapalı cezaevinde tutuklu olarak bulunurken hakkında ceza mahkemesince mahkumiyet kararı verilmiş ve kararın henüz istinafta yahut temyizde olması sebebiyle kesinleşmemiş tutuklu sanığa hükümözlü denir.
- Hükümlü
İşlemiş olduğu bir suçtan dolayı hakkında mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilmiş olan mahkumiyet kararı kesinleşen kişiye hükümlü denir.
Yasal Uyarı: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, Avukatlık mevzuatına ve TBB reklam yasağı yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!