
Adli sicil ve arşiv kaydına dair her ayrıntıyı inceleyeceğimiz rehberin ilk kısmında; adli sicil kaydının ne olduğunu, adli sicilin ne zaman silineceğini ve adli sicilin arşive nasıl kaldırılacağını incelemiştik. Bu yazımızda ise ana konumuz arşive kaldırılmış olan sabıka kayıtları olacak. Adli sicil arşiv kaydının ne olduğunu ve adli sicil arşiv kaydının nasıl ve ne zaman silinebileceğini inceleyeceğiz. Keyifli okumalar dileriz.
Adli Sicil Arşiv Kaydı Nedir?
Sabıka kaydının ne olduğu herkes tarafından az çok bilinmektedir. Hatta sabıka kaydının nasıl silindiği konusunda dahi ‘’Sabıka kaydı 5 yılda silinir’’ gibi yanlış bile olsa herkes de bir fikir mevcuttur. Peki silinen bu adli sicil kaydına ne olacaktır? İşte bunun cevabı kısaca arşiv diyebileceğimiz, adli sicil arşiv kaydıdır.
Adli sicil arşiv kaydı, silinen adli sicil (sabıka) kayıtlarının kaldırılıp saklandığı yerdir. Adli sicil arşiv kayıtları da yine aynı adli sicil gibi Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından kayıt altına alınmakta ve silinme vakti gelinceye değin muhafaza edilmektedir.
Adli sicil kaydı ile adli sicil arşiv kaydı arasında şu farkı belirtmek gerekir; her sabıka kaydı olanın arşiv kaydı olmayabileceği gibi her arşiv kaydı olan kişinin de sabıka kaydı olacak diye bir zorunluluk söz konusu değildir. Bu ayrım önemlidir çünkü özel sektörde çalışan kişilerden arşiv kaydı istenilmesi durumu oldukça istisnadır. Şayet sizin adli sicil kaydınız silinip arşive kaldırılırsa; sabıkanız görünmez sadece arşivde varlığını devam ettirir ve bu da özel sektörün büyük bir kısmında sıkıntısız şekilde iş bulabileceğiniz anlamına gelir.
Peki adli sicil kaydı ne zaman silinip arşive kaldırılır? Adli sicil kaydın aşağıda sayılan altı halden birinin varlığı halinde silinip arşive kaldırılacaktır:
- Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamen bitmesi,
- Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme yahut etkin pişmanlığın olması,
- Ceza zamanaşımının dolması,
- Genel af,
- Sabıkası olan kişinin ölümü üzerine (arşive kaldırılmadan tamamen silinir),
- Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş hürriyeti bağlayıcı mahkûmiyet hükümlerinin kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesi halinde adli sicil kaydı silinerek arşive kaldırılır.
Elbette burada en önemli olan ve en çok uygulanan bir numaralı maddedir. Ancak bu hususta kesinleştirilmesi gereken, infazın ne zaman tamamen biteceğidir. İnfaz ancak hak ederek tahliye tarihindeki sürenin geçmesiyle birlikte biter. Hak ederek tahliye tarihi geçtikten sonra kişinin cezasını yerine getirdiğine dair bir ‘’Yerine Getirme Fişi” düzenlenir. Yerine getirme fişi adli sicile işlendiği an itibari ile sabıka kaydınız silinerek arşive kaldırılmış olur.
Müddetname Sabıkayı Nasıl Etkiler?
Gerek adli sicil kaydının silinmesinde gerekse adli sicil kaydının arşive kaldırılması hususunda sık sık “Hak Ederek Tahliye Tarihi” kavramından haklı olarak bahsettik. Adli sicil kaydının silinip arşive kaldırılması için yerine getirme fişine ihtiyacımız var. Yerine getirme fişini, talep edebilmemiz için ise hak ederek tahliye tarihinin dolmuş olması gerekiyor. Peki hak ederek tahliye tarihini en kısa ve en kolay yoldan nasıl öğrenebiliriz?
Hak ederek tahliye tarihini en kısa şekilde öğrenmenin yolu müddetnamedir. Hak ederek tahliye tarihinin müddetnamede bulunması zorunludur. Peki müddetname nedir?
Müddetname, adli sicil ve arşiv kaydı silme rehberinin bir alt başlığı olarak incelenemeyecek uzunlukta, detayda ve önemde bir konudur. Müddetnameyi infaz hukuku ve cezaların infazı rehberimizde detaylı olarak inceleyeceğiz fakat adli sicil ve arşiv kaydı bakımından önemi göz önünde bulundurulduğunda kısa ve net bir şekilde değinmeden geçmek doğru olmayacaktır. Bu açıklamalardan sonra müddetnamenin tanımına geçelim.
Müddetname, hükümlünün özgürlüğünü kısıtlayıcı ceza süresini, ceza infaz kurumuna giriş tarihini, koşullu salıverilme tarihini ve hak ederek tahliye tarihini içeren belgedir. Müddetname Cumhuriyet başsavcılığı tarafından düzenlenir. Uygulamada her ne kadar müddetname denilse de İnfaz Kanunundaki adı süre belgesi şeklindedir. Müddetnameyi düzenleyen İnfaz Kanunu’nun 20. maddesine göre; hükümlüye, Cumhuriyet başsavcılığınca düzenlenen ceza infaz kurumuna alındığı ve salıverileceği tarih ile ceza süresini ve cezanın hangi hükme ilişkin bulunduğunu belirten bir belge verilecektir. Bu belge de uygulamada müddetname olarak isimlendirilir.
Adli Sicil ve Arşiv Kaydını Kimler Görebilir?
Adli sicil kaydının ve adli sicil arşiv kaydının kişisel veri olduğu hiç şüphe getirmez bir gerçektir. Zira bu husus 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 11. maddesinde de şu şekilde düzenlenmiştir: ‘’Adlî sicil ve arşiv bilgileri gizlidir. Bu bilgiler, görevlilerce açıklanamaz ve bu Kanun hükümlerine göre verilen kişi, kurum ve kuruluşlarca veriliş amacı dışında kullanılamaz.“ Peki o halde kimler adli sicil ve arşiv kaydını görebilecek yahut talep edebilecektir?
Adli Sicil Kanunu, adli sicil ve arşiv kaydını talep edebilecek ve görebilecek kişiler şeklinde ikili bir ayrıma gitmiştir. Adli Sicil Kanuna göre;
- Adli Sicil Arşiv Kaydını İsteyebilecek Kişiler
-
- Adli Sicil Arşiv Kaydı;
-
-
- Kullanılacak amacı belirtilmek şartıyla, kişinin kendisi ya da vekâletnamede açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla vekili,
- Bir soruşturma yahut kovuşturma kapsamında Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemeler,
- Yetkili seçim kurulları (Yüksek Seçim Kurulu),
- Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları, tarafından istenebilir.
-
-
- Kanunda açıkça belirtilmediği takdirde, kişi hakkında alınacak bir karar ya da yapılacak bir işlemle ilgili olarak, bir yakınının adlî sicil ve arşiv kayıtları istenemez ve bu bilgiler, kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz. (Suçta ve cezada şahsilik)
- On sekiz yaşından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arşiv kayıtları; ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim yahut mahkemelerce istenebilir.
- Adli Sicil ve Arşiv Kaydını Görme Yetkisi Verilebilecek Kişiler
-
- Bir suça ilişkin soruşturma ve kovuşturma kapsamında adlî sicil ve arşiv kayıtlarında;
-
-
- Mahkeme, hâkim ve Cumhuriyet Başsavcılığı doğrudan doğruya,
- Kolluk (Polis ve Jandarma) ve diğer kamu kurum ve kuruluşları Adalet Bakanının onayı ile, sorgulama yapabilirler.
-
-
- Kamu kurum ve kuruluşları, ilgili mevzuatın adli sicil ve arşiv kaydı alınmasını öngördüğü hallerde, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ilgili kişiler hakkında adli sicil ve arşiv kayıtlarında sorgulama yapabilirler. Gerçek kişiler de kendileriyle ilgili adli sicil ve arşiv kayıtlarını, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ve güvenli kimlik doğrulama araçlarını kullanarak sorgulayabilir, sonucu fiziki veya elektronik ortamda merciine verebilirler.
Adli Sicil Arşiv Kaydı Nasıl Silinir?
Adli sicil arşiv kaydı ile alakalı olarak belki de en önemli soru şudur: Adli sicil arşiv kaydı ne zaman ve nasıl silinir? Halk arasında “5 yılda silinir” gibi pek çok hurafe de dolaşsa bunun aslında pek de doğru bir bilgi olduğu söylenemez. Biz adli sicil arşiv kayıtlarının ne zaman ve nasıl silineceğini; kanuna, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün uygulamasına göre anlatıp zihinlerdeki soruları ortadan kaldırmaya çalışacağız.
Adli sicil arşiv bilgilerinin nasıl silineceği; 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 12. maddesinde ve Adli Sicil Yönetmeliğinin 13. maddesinde düzenlenmiştir. Bir de elbette kayıtları silmeye yetkili kurum olan Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün bu kanun ve yönetmeliği uygularken geliştirdiği içtihatları söz konusudur. Tüm bunlar Bir arada değerlendirildiğinde adli sicil arşiv kayıtlarının silinmesi işlemi şu şekilde gerçekleşecektir:
- Adli sicil arşiv kaydı;
-
- Arşiv kaydı bulunan kişinin ölümü üzerine,
- Anayasanın 76. maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
-
-
- Memnu hakların iadesi kararı alınması koşuluyla on beş yıl geçmesiyle,
- Memnu hakların iadesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
-
-
- Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir. [En çok kafa karıştıran düzenleme maalesef budur. Şu an için (2024) arşiv kayıtlarında beş yıllık silinme süresini sadece adli para cezaları için uygulanmaktadır. Kaldı ki adli para cezaları için uygulanan 5 yıllık sürenin dahi tam bir netlik kazandığı söylenemez]
- Arşive kaydedilen suçun, kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
- Kanun yararına bozma (CMK 309) yahut yargılamanın yenilenmesi (CMK 311) sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir. Olağanüstü kanun yollarından alınacak olumlu bir netice doğal olarak adli sicil ve arşiv kaydını da etkileyecektir. Olağanüstü kanun yolları yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
- Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanması ile arşive kaldırılmadan tamamen silinir.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma (TCK 53) Nedir?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun birinci kitap üçüncü kısım ikinci bölümünde güvenlik tedbirleri düzenlenmiştir. Güvenlik tedbirleri bölümünde yer alan 53. maddede ise belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma hüküm altına alınmıştır. Bu maddede düzenlenen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine göre, kasten işlenmiş bir suç sebebiyle hapis cezasına mahkum edilmiş kişilerin belli süreyle hakları kullanması engellenmiştir. Peki belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmanın şartları nelerdir?
- Kasten işlenmiş bir suç olmalıdır.
- Hapis cezasına hükmedilmiş olmalıdır.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni bir sonucu olduğu için, mahkemenin vereceği hükümde fail hakkında ayrıca bir karar vermiş olması gerekmez. Mahkumiyet hükmünü veren mahkemenin kararında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmaya dair açık bir ifade kullanmamış olması hükümlüye kazanılmış bir hak sağlamaz. Peki belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma durumuna istisna oluşturan durumlar nelerdir?
- Suç teşkil eden fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olanlar açısından hak yoksunluğu uygulanmaz.
- Çarptırıldığı kısa süreli hapis cezası ertelenenler hakkında hak yoksunluğu uygulanmaz.
- Taksirli suçlar açısından şu iki durumda hak yoksunluğu uygulanabilir:
-
- Belli bir meslek veya sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranıldıysa.
- Trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık durumunda.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda ömür boyu hak yoksunluğu şeklinde bir düzenleme yoktur. Bu sebepten hak yoksunluğu kural olarak hapis cezasının tamamen infaz edilmesi ile sona erer. ‘’5237 sayılı TCK.nun 53/5. maddesi gereğince sanığın aynı Yasa maddesinin 1. fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerekirken 10 yıl süre ile memuriyetten mahrumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı, katılan ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan’’ Yargıtay 5. CD., 2007/6641 E., 2011/633 K. 11.02.2011 T.
TCK’nın aksine bazı özel kanunlarda ömür boyu hak yoksunluğuna neden olacak düzenlemeler mevcuttur (Bankacılık Kanunu Md.8). Peki TCK dışında kalan ve ömür boyu hak yoksunluğuna sebep olabilecek düzenlemelere karşı ne yapılabilir? İşte bu sorunun cevabı, 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinde düzenlenen memnu hakların iadesi kavramındadır.
Memnu Hakların İadesi (Adli Sicil Kanunu 13/A) Nedir?
Cezaların infazındaki amaçlardan biri de mahkumun ıslah olması iken, bunun tam tersi şeklinde belli haklarını ömür boyu kullanmaktan yasaklanması adilane bir davranış olmayacaktır. Bu gibi ortaya çıkabilecek sakıncaların giderilebilmesi için mahkumun belirli bir süreyi iyi halli olarak geçirmesi ve Adli Sicil Kanunu’nda açıklanan diğer şartlara uymuş olması halinde yoksun kaldığı haklarını tekrar kullanması, ‘’memnu hakların iadesine karar verilmesi’’ kurumu ile olanaklı hale gelmektedir. Peki kişi memnu hakların iadesi kararını nasıl alabilecektir?
Öncelikle şu iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir:
- Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
- Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir.
“Yasaklanmış hakların geri verilmesinin ilk koşulu, mahkum olunan “cezanın” infaz edilmiş olmasıdır. İnfazın tamamlanmış olması ile ifade edilmek istenen husus cezanın tamamıyla yerine getirilmiş olmasıdır. Dolayısıyla hapis cezasında süre, koşullu salıverme (şartla tahliye) değil, bihakkın (tamamıyla) salıverilme tarihinden itibaren başlayacaktır.
Yasaklanmış hakların geri verilmesinin ikinci koşulu ise, kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerektiğidir.’’ Yargıtay 2. CD., 2012/24202 E., 2013/18514 K. ve 04.07.2013 T.
Memnu hakların iadesi için, hükümlünün ya da avukatının talebi üzerine, cezayı mahkemenin yahut hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
Memnu hakların iadesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvuru mümkündür. Bu kanun yolu; kararın verildiği tarihe göre istinaf ya da temyizdir. ‘’Hükümlünün memnu hakların iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair 12.03.2018 günlü kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş ise de; anılan kararın Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilmesi nedeniyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A maddesinin 5. fıkrasındaki atıf ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesine göre istinaf kanun yoluna tabi olduğu…’’ Yargıtay 3. CD., 2020/19822 E., 2020/12491 K. ve 05.10.2020 T.
Memnu hakların iadesine ilişkin karar, kesinleşmesi durumunda adlî sicil arşiv kaydına kaydedilir. Memnu hakların iadesi kararı adli sicilde T harfi olarak yani tali karar fişi olarak görünecektir.
Yasal Uyarı: İşbu yazı ve internet sitesindeki diğer içerikler, avukatlık mevzuatına ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğine uygun olacak şekilde hazırlanmıştır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu materyallere dayanılarak yapılacak hiçbir işlem için sorumluluk kabul edilmemektedir!